TEDAVİLERİMİZ

Dental İmplantlar, İmplant (Diş Ekme) Nedir?

Dental implant, eksik olan dişlerin fonksiyon ve estetiğini tekrar sağlamak amacıyla çene kemiğine yerleştirilen ve uygun malzemeden yapılan yapay diş köküdür.

 

İmplant Uygulamasının Faydaları Nelerdir?

İmplant tedavisi, rahat, sağlam ve güvenilir bir uygulamadır. İmplant üzerine yapılan protezler, gerçek dişlerin yerini alırken doğal bir yapı oluştururlar. Eksik dişler tamamlanırken, sağlıklı dişlere dokunulmamış olur. Tüm protezlere oranla çok daha uzun ömürlüdür.

 

İmplant Tedavisi Uzun Ömürlü Müdür?

Güvenli bir implant ortaya çıkarmak için yapılan çalışmalar 1800’lü yılların başından beri sürmektedir. Günümüzde piyasa da mükemmele çok yakın, 35-40 yıllık klinik takipleri bulunan implantlar vardır. Bu konuda daha ayrıntılı bilgiyi dişhekiminiz size verecektir.

 

Her Hastaya İmplant Uygulanabilir Mi?

İmplant vidaları belirli kalınlığı ve genişliği olan yapılardır. Bu nedenle implant konulması öngörülen bölgede, çene kemiğinin, bu implant vidasını kabul edecek yükseklik ve genişliğe sahip olması gerekmektedir. Mevcut kemiğin kalitesi implantın başarısını etkileyen faktörlerden biridir. Ayrıca tedaviden önce ve implant ağızda kaldığı sürece dişetlerinin tamamen sağlıklı olması gerekmektedir. Hastanın genel sağlık durumu iyi olduğu sürece implant uygulamasını engelleyecek bir üst yaş sınırı yoktur. Genel sağlık durumu iyi olan herkese implant uygulanabilir. Ancak kemik gelişimi tamamlanmamış çok genç hastalara uygulanması tercih edilmeyebilir.

 

Toplam Tedavi Süresi Ne Kadardır?

İmplant operasyonlarının günümüzde sadece 10 dakika içinde yapılması bile mümkün oluyor. Diş ve kemik yapınıza göre belirlenen operasyon şekline göre toplam süre değişir. Genelde birinci operasyondan sonraki 2. ayda işlem bitirilir. Bu süre zarfında geçici diş protezleri ile normal günlük hayatınıza devam edebileceksiniz.

 

İmplantlar Yerleştirildikten Hemen Sonra Protezlerim Takılabilir Mi?

İmplant’ların kemik ile tam birleşmesini (Osteointegration) sağlamak amacıyla ilk 2-3 ay boyunca implant üstüne gelen yüklerin en aza indirgenmesi gerekir. Doktorunuz bu iyileşme süresinde size uygun geçici bir protez yaparak sizi dişsiz bırakmayacaktır. Daha sonra kalıcı dişler implantlarınızın üzerine monte edilerek tedavi sonlandırılacaktır.

 

İmplantların Temizliği Önemli Midir?

Evet, hem de çok önemlidir. İmplantların ağız içindeki yabancı cisimler olduğu düşünülürse temizliklerinin en az kendi dişleriniz kadar hatta daha da önemli olduğunu belirtmek isteriz. İmplant temizliği normal dişlerin temizliğinden pek de farklı değildir, temzilik yöntemleri hakkında dişhekiminiz size ayrıntılı açıklamalarda bulunacaktır. Unutmamanız gereken şey, bu tip bir tedavinin başarılı olması için gerekli en önemli faktörün düzenli ağız bakımı olduğudur.

 

İmplant Yerleştirilirken Acı Duyar Mıyım?

Uygun anestezi yöntemlerinin uygulanması durumunda hayır. Operasyon sırasında hasta tercihine göre genel ya da lokal anestezi kullanılabilir. Ameliyat sonrası, diş çekiminden sonraki ağrıya benzer bir ağrı olabilir. Genellikle implant’ın yerleştirildiği akşam duyulabilecek bu ağrı basit ağrı kesiciler ile giderilebilir. Tedavinin problemsiz tamamlandığı vak’alar da implantların varlığını bile hissetmeyecek kadar rahat olursunuz.

 

İmplant Vidası Kemik İle Kaynaşmaz İse (Osseointegre Olmaz İse) Ne Olur?

Uygun implant ve yöntem kullanılması durumunda böyle bir ihtimal yok denecek kadar azdır. Bu tip bir başarısızlık genellikle cerrahi operasyonu takip eden ilk 3 ay içinde ortaya çıkar. Böyle bir durumda diş çekimi kadar kolay bir işlem ile implant yerinden çıkartılmalıdır. Bu bölgedeki kemiğin iyileşmesini takiben yeni bir implant konulabileceği gibi, klasik tip protezlerden birisi de tercih edilebilir.

 

İmplantların Vücut Tarafından Reddedilme İhtimali Var Mı?

İmplantlar organizma için herhangi bir yan etkisi olmayan maddelerden yapılmış, ve yıllardır yoğun araştırmalara tabi tutulmuştur. Bu maddeler hiç bir zaman canlı bir organizmanın parçası olmayan maddelerdir. Vücudun bunlara karşı antigen üretip kalp ve böbrek transplantlarında olduğu gibi reddetmesi mümkün değildir.

Zirkonyum Kuron

Bu sistemde alt yapı olarak metal yerine beyaz bir renkte olan zirkonyum alaşım kullanılır.

Kuronların ve köprülerin görüntüsünü pek çok şey etkilese de en önemlisi ışığa verdikleri tepkidir. Doğal dişler ışığı geçirir. Bunun sonucu olarak da dişte derinlik ve canlılık ortaya çıkar. Metal desteksiz porselen kuronların (empress-zirkonyum) ışık geçirme özelliklerinden dolayı derinlik ve canlılıkları daha fazladır.

Diş kaybı olmayan,aşırı harabiyeti olan yada laminate kuron yaklaşımının yetersiz kalabileceği durumlarda empress yada zirkonyum kuron yapılabilir. Ancak diş kaybının söz konusu olduğu durumlarda ise sadece zirkonyum kuronlar tercih edilmelidir.

Laminate Veneer Kuron

Laminate veneer,gülüş tasarımı yapmak için en çok tercih edilen tedavi yöntemidir. Bu tedavi yöntemi ile dişlerinizin arasında ki ayrıklğı, renkleşmeyi, aşınmayı hatta çarpışıklığı bile gidermek mümkündür.

Veneerler tırnak kalınlığında ince porselen yaprakçıklardır. Dişlerin önyüzeyleri çok az miktarda pürüzlendirerek porselen veneerlerin yapıştırılırlar.

Ortodonti Nedir?

Ortodonti, dişler ve çenenin normal yapısı ve gelişimi, meydana gelen bozukluklar ve bu bozuklukların tedavisi ile ilgilenen dişhekimliği dalıdır.

 

Ortodontik Tedavi Ne Kadar Gereklidir?

Ortodontik tedavi dişlerdeki çarpıklığı ve çeneler arasındaki uyumsuzluğu düzelterek; sadece estetiğe yönelik olmayıp ileride olması muhtemel dişeti rahatsızlıkları, çürükler ve alt çene eklem bozukluklarını önlemede, çiğneme fonksiyonu ve konuşmayı düzeltmekte yardımcı olur.

 

Ortodontinin Kapsamı

Ortodontik tedavi süt dişleri döneminde uygulanarak, bu dönemde görülen parmak emme, dudak yeme gibi alışkanlıklara bağlı olarak ortaya çıkan sorunlar ortadan kaldırılır. Böylece iskelet yapıda kalıcı bir bozukluk meydana gelmesi engellenmiş olur. Karışık dişlenme dönemi de ortodontinin kapsamındadır. Bu dönemde hem süt dişleri hem de kalıcı dişler ağızda bulunur. Süt dişlerinin erken kaybedilmesi ve alttan gelen sürekli dişe rehberlik edememesi durumunda yer darlıkları ortaya çıkar. Ortodonti bu yer darlıklarının giderilmesi ile ilgilenir. Aynı zamanda bu dönemde çene gelişimleri devam etmektedir. Alt ve üst çene gelişiminin birbiriyle uyumlu olarak meydana gelmemesi sonucunda ortaya çıkan çenelerarası uyumsuzluk da ortodontinin kapsamındadır.

 

Kalıcı dişler döneminde ortodonti diş dizilerindeki bozuklukların düzeltilmesi ile ilgilenir. Dişeti hastalıklarına bağlı olarak meydana gelen düzensizliklerin tedavisi ve doğuştan eksik olan veya sonradan kaybedilen dişlere bağlı olarak ortaya çıkan düzensizliklerin tedavisi de ortodontinin kapsamına girer.

 

Ortodontiste Ne Zaman Gitmek Gerekir?

Çene kemiklerine ait bozuklukların oldukça erken yaşta düzeltilmesi gerekirken, sadece dişlerin düzensizlik gösterdiği durumlarda tedavi için zaman vardır. Yetişkinler her yaşta ortodontiste başvurabilir. Ancak artan yaş tedavi süresini uzatır. Erken yaşlarda ortodontiste gidilmesi hemen tedaviye başlanacağı anlamını taşımaz. Çocuk ortodontist kontrolünde olursa, potansiyel bir problem kontrol altında tutulmuş olur. Böylece, en uygun zamanda müdahale edilebilir.

 

Ortodontik Tedavi İçin Yaş Sınırı Var Mıdır?

Sadece dişleri kapsayan bozuklukların düzeltilmesinde yaş sorun değildir. 7 den 70 e her yaşta ortodontik tedavi uygulanabilir yeter ki dişler ve dişetleri sağlıklı olsun. Ancak, yaş arttıkça ortodontik tedavi süresinin arttığı düşünülmektedir. Eğer bireyin kemik yapısında bir bozukluk söz konusuysa yaş önemlidir; ergenlik çağına kadar tedavi edilmelidir. Çünkü çene gelişimleri tamamlandıktan sonra kemik gelişimine müdahale etmek mümkün değildir. Bu nedenle çene kemiklerini ilgilendiren bozukluklar, ileri yaşlarda ancak ameliyatla düzeltilebilir.

 

Ortondontik Tedavi Nasıl Uygulanır?

Ortodontik tedavi uygulanma şekline göre sabit ve hareketli tedavi olarak ikiye ayrılır.

 

Ortodontik Tedavi Ne Kadar Sürer?

Ortodontik tedavinin süresi pekçok faktöre bağlıdır. Ancak süreyi etkileyen en önemli faktör, ortodontik sorunun şiddetidir. dişhekimliğinde uygulanan diğer tedavilerle kıyaslandığında, ortodontik tedavi uzun bir süreci kapsar. Bu nedenle, tedavinin en kısa sürede tamamlanabilmesi için, ortodontistinizin uyarılarını dikkate almalı ve randevularınızı aksatmamalısınız.

 

Ortodontik Tedavinin Faydaları Nelerdir?

Dişlerinizde çapraşıklık olduğunda temizlenmeleri zorlaşır. Bu nedenle çürük ve dişeti hastalığı oluşumu riski artar. Ortodontik tedavi bu riski ortadan kaldırır. Alt ve üst dişler kapanış esnasında birbiriyle kenetlenir. Ancak çapraşıklık mevcutsa, bazı dişler diğerlerine göre daha önce temas eder ve çok daha fazla kuvvete maruz kalır. Bu kuvvete bağlı olarak, dişlerde ve çene ekleminde problemler görülebilir. Ortodontik tedavi ile bu problemlerin meydana gelmesi engellenmiş olur.

 

Ortodontik Tedavinin Zorlukları Nelerdir?

Ortodontik tedavi sırasında daha önce yaptığınız herşeyi yapabilirsiniz. Sadece, sakız, asitli içecekler ve sert besinler ortodontik apareylere zarar verebileceği için, yiyecekler konusunda kısıtlamalar söz konusudur. Ayrıca, ortodontik tedavi uzun bir süreci içerdiğinden randevuların aksatılmaması gerekir.

 

Ortodontik Apareylerin Dışarıdan Bakıldığında Daha Az Farkedilmesi Mümkün müdür?

Dişhekimliği teknolojisinde yaşanan gelişmeler sonucunda, günümüzde, dışarıdan bakıldığında daha az farkedilen, diş renginde porselen braketler kullanılabilmektedir. Ayrıca braket dişlerin damak ve dil tarafına yerleştirilerek, dışarıdan bakıldığında hiç farkedilmemesi sağlanabilir

Diş Beyazlatma Nedir?

Beyazlatma dişlerin diş yapısında (mine ve dentin tabakasında) oluşan kalıcı olmayan renklendirmeleri giderme işlemidir. Farklı saç ve cilt renklerine sahip olduğumuz gibi diş renklerimizde farklılık gösterebilir. Bazı dişler diğerlerinden daha sarı iken bazıları ise yaşlandıkça sararır. Doğal diş rengi ise birçok faktörden etkilenebilir. Beslenme alışkanlıkları bunların en etkili olanıdır.

 

Diş Beyazlatma Ne Zaman ve Nasıl Yapılır?

Temel ağız bakımı yapılmış (çürüksüz ve dişeti rahatsızlıkları olmayan) kalıcı dişlere ve sağlıklı bir ağıza sahip her birey diş beyazlatma işleminden faydalanabilir. Beyazlatma işleminin en bilinen ve çok uygulanan iki yöntemi vardır:

 

Klinikte Diş Beyazlatma (Office Bleaching), Evde Diş Beyazlatma (Home Bleaching)

1- Klinikte Diş Beyazlatma (Office Bleaching)

Bu diş beyazlatma yöntemi; dişhekimi tarafından klinikte ve genellikle 40-50 dakika kadar süren tek seanslık bir işlemle uygulanır. Dişe sürülen beyazlatıcı maddenin üzerine beyazlatmayı hızlandıran bir ışık uygulanır.

2- Evde Diş Beyazlatma(Home Bleaching)

Bu diş beyazlatma yöntemi ise bireyin ağzına uygun olarak şekillendirilmiş agız içi aygıta yerleştirilen beyazlatma maddesinin uygulanması esasına dayanır. Uygulama süresi 2 ile 6 hafta arasında değişir. Birey evinde dişhekimi tarafından tarif edilen şekilde kullanım sürelerine uyarak beyazlatma işlemini gerçekleştirebilir.

 

Beyazlatmada hastanın endişelerini ortadan kaldırabilecek en güvenilir yöntem tercih edilmelidir.

Ağız,Diş ve Çene Cerrahisi; ağız içerisinde yer alan hem yumuşak ( yanak, damak, dil ,dudak ,kaslar vb..) hem de sert dokularda (dişler, kemikler) gelişen kistik veya tümöral patolojilerin tedavilerin yanı sıra diş ve çene kırıkları,sürmüş yada gömük kalmış dişlerin çıkartılması veya sürdürülmesi, protez yapımına yardımcı olmak amacıyla Ağız Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı yapılan düzeltmeleri içeren bir anabilim dalıdır. Çene-yüz bölgesi ağrıları, çene eklemi hastalıkları, tükürük bezi rahatsızlıkları çene-yüz deformitelerinin düzeltilmesi de çene cerrahisinin çalışma alanı içindedir. Bunlarla beraber bazı sistemik hastalıkların ağız içinde ki bulgularının teşhisi, tedavisi ve kontrolleri de yapılmaktadır.

Yirmi Yaş Dişleri

Hepimizin bildiği gibi ağzımızda en son süren dişler üçüncü azı dişleridir. Genelde 17 ila 25 yaşları arasında sürmeye başlarlar. Bu dişlerin ağızda bırakılıp bırakılmaması konusu tartışmalıdır. Eğer doğru pozisyonda sürerlerse ve çevre dokulara zarar vermiyorsa bu dişlerin yerinde kalmasında bir sakınca yoktur. Çene kemiğine kaynaşmış ve anormal pozisyonlu bir dişin (röntgenle tespit edilmiş) ileride yol açacağı zararlar göz önüne alınarak çekimine karar verilebilir. Diş arkasındaki yer darlığı durumlarında dişin sürmesi diş eti- kemik ve diğer komşu diş engeline takılabilir.

Yirmilik Dişin Çekilmesini Gerektiren Haller Nelerdir?

Diş Çürüğü

Tükürük, bakteri ve yiyecek parçacıkları yeni çıkmakta olan dişin açtığı yuvada birikerek hem yirmilik dişi hem de yanındaki azı dişini tehdit eder. Bu tip çürükleri fark etmek ve tedavi etmek oldukça zordur. Ağrı ve enfeksiyona yol açan ve apseyle sonuçlanan ağır tablolar meydana gelebilir.

Dişeti Hastalığı (Perikoronit)

Kısmen çıkmış bir yirmilik dişin dişetinde bakteri ve yiyecek artıklarının depolandığı bir enfeksiyon odağı oluşur. Bu durum ağız kokusu, ağrı, ödem ve trismusa (ağzın tam açılamaması hali) sebep olur. Enfeksiyon lenfler aracılığı ile yanak ve boyuna yayılabilir. Yirmilik dişin etrafındaki bu enfeksiyona yatkın zemin her seferinde kolayca enfekte olmaya adaydır.

Basınç Ağrısı

Sürme sırasında komşu dişlere de basınç uygulanıyorsa, sıkışmadan dolayı da bir ağrı hissedilebilir. Bazı durumlarda bu basınç aşınmaya yol açar.

Ortodontik Sebepler:

Pek çok genç birey dişlerindeki çapraşıklıkları düzeltmek için ortodontik tedavi görmektedir. Yirmi yaş dişlerinin sürme basınçları diğer dişlere de yansıyacağından diğer dişlerde de bir hareketlilik olur, çapraşıklıklar artabilir.

Protezle İlgili Sebepler

Protez planlaması yapılan bir ağızda yirmilik dişleri hesaba katmak gerekir. Çünkü, yirmilik diş çekildikten sonra değişen ağız yapısına göre yeni bir protez yapmak gerekecektir.

Kist Oluşumu

Gömük bir dişin sebep olduğu kistik vakalar gözlenmiştir. Kist kemik yıkımına, çene genişlemesine ve çevredeki dişlerin yer değiştirmesine ya da zarar görmesine sebep olur. Kemik yıkımını önlemek için diş çekilmeli ve kist temizlenmelidir. Nadiren bu kist çok geniş alanlara yayılırsa tümörlere dönüşebilir veya çene kemiğinde kendiliğinden kırılmalara yol açabilir.

Öncelikle şu bilinmelidir ki, doğal dişin yerini hiç bir yapay diş tutmaz. Dolayısıyla doğal dişlerimiz tedavi ederek son noktaya kadar korumalıyız. Dişlerimizden biri hastalandığında en bilinen koruma yöntemlerinden biri de kanal tedavisidir. Kanal tedavisi hasar görmüş dişlerin korunmasında yardımcıdır. Pulpa (sinir, kan, lenf damarlarını içeren dişin içindeki yumuşak tabaka), kendini tamir edemeyecek derecede hasar gördüğünde pulpa ölür. genellikle buna, kırık dişlerdeki veya derin çürüklerdeki bakteriler sebep olur. Bakteriler dişin özünde iltihaba yol açar. Hasar görmüş veya hastalanmış pulpa çıkarılmazsa diş ve çevresindeki dokular enfeksiyona maruz kalır. Ve sonunda dişinizi tamamen kaybedebilirsiniz.

 

Kanal Tedavisi Nedir ve Nasıl Uygulanır?

Kanal tedavisi pulpanın hasar gördüğü durumlarda uygulanan bir tedavi şeklidir. Önceki yıllarda hastalanmış yumuşak diş tabakasıyla karşılaşıldığında tek çözüm çekim iken, günümüzde bu dişleri tedavi etmek mümkündür.

 

Kanal Tedavisi Yapılmazsa Ne Olur?

Derin çürük ve çatlak dolayısıyla pulpanın kendini iyileştiremeyeceği durumlarda diş canlılığını kaybeder, enfeksiyon bütün dişe yayılabilir. Kanal tedavisi yapılmazsa enfeksiyon kök ucundaki dokulara kadar ulaşabilir. Dişi çevreleyen çene kemiği de iltihaplanarak aşınır. Meydana gelen bu boşlukta abse oluşur. Bu tabloya ağrı ve şişlikde eşlik eder ve diş kısa zamanda kaybedilir.

 

Kanal Tedavisinin Aşamaları;

  • Öncelikle ağrısız ve acısız bir tedavi olması için dişe anestezi yapılır.
  • Daha sonra diş çürüğü temizlenip, dişin özüne ulaşılınca hastalıklı ve yumuşak doku çıkarılır. Sinir ve doku artıkları temizlenir.
  • Kök ucuna kadar diş kanalına şekil verilir. Gerekirse bazı ilaçlar uygulanarak iyileşme hızlandırılabilir.
  • Seanslar arasında diş iyileşene kadar geçici diş dolgu maddeleriyle dişin üzeri kapatılır. İltihabın üremesinin durduğu anlaşıldıktan ve kök ucundan iltihap gelmesi sona erdikten sonra diş kanal içerisi özel bir diş dolgu maddesiyle, kök ucuna kadar doldurulur ve kuron kısmı dolgu, porselen dolgu (inley) ya da kuron kaplama yapılarak tekrar kırılmaması ve çürümemesi için restore edilir.
  • Bazı vakalarda bu seanslara hiç gerek olmayıp tek bir seansta da kanal tedavisini sağlıklı bir şekilde kanal tedavisini bitirmek mümkündür.

 

Kanal Tedavisi Uygulanmış Bir Dişin Ömrü Ne Olur?

Eğer tekrar diş enfekte olmazsa ve diş çürümesini önleyici tedbirler alınırsa, ömür boyu bu diş dolgusu kullanılabilir. Düzenli diş hekimi kontrollerinizde enfeksiyonun başlangıcını yakalayabilirsiniz. Ayrıca çok iyi bir ağız bakımı ile de dişin tekrar çürümesi önlenmelidir.

Total, Tam Protezler (Tam Damak)

Eğer kişi ağzındaki tüm dişleri kaybetmişse total – tam protezlerin yapılması gerekmektedir. Son yıllarda total protezler artık dişsiz ağızların tek şansı olmaktan çıktı. Çene kemiğine yerleştirilen implantlar ve bunlardan destek alınarak hazırlanan diş protezleri artık hastalara kendi dişleriyle çiğniyormuş hissi vermekte ve bu sebeple sıklıkla tercih edilmektedir.

 

Parsiyel, Bölümlü Protezler

Kısmi diş eksikliğinde özel akrilik ve metallerin kombinasyonu ile yapılan kroşe (kanca) adı verilen metal parçaları ile dişe tutunmayı sağlayan protez çeşididir (Kısmi Damak, Kısmi Protez).

 

Hassas Bağlantılı Protezler

Kısmi diş eksikliğinde kullanılan diğer bir protez çeşidi ise hassas bağlantılı protezlerdir. Protezin tutuculuğu parsiyel protezdeki gibi kroşelerle değil hassas bağlantı denilen dişi ve erkek parçalarla sağlanır. Bu protezler estetik, tutuculuk ve sağlık açısından klasik parsiyel protezlerden çok daha üstündür. Hassas bağlantılı protezlerde estetik görüntüyü bozan metal kroşeler yoktur.

 

Valplast Bölümü Protez

Valplast protezler bünyesinde hiçbir metal alt yapı ve kanca bulundurmayan özel yapıdaki protezlerdir.metallerin görünmesi sonucu oluşacak estetik problemleri ortadan kaldırır. Reçinesi sayesinde ince ve yarı saydam pembemsi yapı sergiler ve altında kalan dokuları yansıtması proteze doğallık katar.Valplast protezlerin en büyük özellikleri dokulardan tutunarak ağızda iyi bir tutuculuk sağlaması ve esnekliği sonucu kırılmamasıdır.Valplast protezler akril alerjisi olan hastalarda uygulanabilir. Hem hareketli protez kullanacak hemde kozmetik sonuç elde etmek isteyen hastada iskelet parsiyel protez metal kancalardan dolayı istenmeyebilir ve implant tedavisi ise maddi olarak hastaya ekstra cok külfet getirecektir böyle durumlarda bu protezlere başvurulabilir.

Bir Tam Veya Bölümlü Protez Kullanan Hastanın Dikkat Etmesi Gereken Noktalar

  • Protezlerinizi her yemekten sonra çıkararak iç ve dış yüzeylerini diş fırçası + sabun kullanarak temizleyiniz.
  • Protez (takma diş) temizliğinde, farklı amaçlar için üretilen her türlü temizlik maddelerini çamaşır suyu, bulaşık ve çamaşır deterjanları v.b. kesinlikle kullanmayınız. Bu maddeler protezin yapısını bozmakla birlikte genel sağlık açısından da son derece tehlikelidir. Protez (takma diş) temizliği için özel olarak üretilen tablet veya solüsyonları üretici firmanın talimatlarına göre dikkatli bir şekilde kullanabilirsiniz.
  • Protezlerinizi çıkartıp temizledikten sonra ağız içindeki dişsiz alanları yumuşak bir diş fırçası veya gazlı bez ile temizleyiniz. Şayet ağızınızda bazı dişleriniz var ise onlarıda mutlaka diş fırçası ve diş macunu ile temizleyiniz.
  • Bölümlü protezlerdeki kroşelerin etrafındaki ve iç yüzeyindeki besin artıkları temizlenmediği taktirde dişlere zarar verecektir. Her yemekten sonra mutlaka temizlenmelidir.
  • Protezlerinizi çıkardığınızda mutlaka su dolu bir kap içerisinde saklayınız.
  • Diş hekimlerinizin kontrolü altında olmadan protezlerinizde siz veya bir başkası aşındırma, ilave tamir gibi işlemler kesinlikle yapmayınız/yaptırmayınız. Protezinizle ilgili herhangi bir probleminiz olduğunda derhal diş hekiminize başvurunuz.
  • Her ayda bir kez düzenli olarak diş hekiminize kontrole gidiniz. Bu kontroller ilerde olabilecek problemlerin önlenmesine yarayacaktır.
  • Unutmayınız ki protezlerinizin de bir ömrü vardır ve en az iki en fazla beş yılda bir yenilenmesi gerekmektedir. Aksi halde değişen dokulara protezinizin uyumu bozulacak ve kullanımı güçleşecektir.

Kuron protezleri;

Dişlerin ağız içerisinde görülen kısımlarını restore etmeye yarayan ve çeşitli materyallerden yapılan protezlerdir. Genelde dişlerde dolgu yapılamayacak kadar fazla madde kaybı olduğunda veya farklı estetik beklentilerin mevcudiyetinde tercih edilir.

 

Köprü protezi:

Gövde ve dayanak yoluyla doğal dişler üzerine gelen çiğneme basınçlarını periodonsiyum (dişi çevreleyen dokular) ve alveol kemiği (diş mevcutiyetinde dişi çevreleyen kemik) aracılığıyla çene kemiğine ileten protezdir. Dişsiz boşluğun aşırı uzun olmadığı ve de boşluğun her iki tarafındaki dişlerin sağlıklı olduğu durumlarda uygulanır.

 

Zirkonyum Altyapılar:

Zirkonyumun adlı materyalin kullanımıyla, klasik metal destekli köprü protezlerinin uygulanabileceği her vakada metal içermeyen, diş renginde restorasyonların yapılabilmesi de artık mümkün olmuştur.

 

Laminate Veneerler:

Dişlerin sadece ağız dışından görülebilen dış yüzeylerini restore etmek amacı ile estetik materyallerden yapılan bir çeşit bölümlü kuron protezidir. Estetik amaçla uygulanabilecek restorasyonlar arasında en konservatif olanıdır. Çoğunlukla dişte yapılacak 0,5 mm. kadar bir aşındırma yeterli olacaktır.

Konservatif Diş Tedavisi Nedir?

Dişin mine veya dentin gibi dış tabakalarında oluşan çürüklerin erken dönemde tedavilerinin yapılmasını ve bu sayede çürüklerin ilerlemelerinin durdurularak dişin canlılığını korumayı amaçlayan diş hekimliği branşıdır. Bu Sayede sonraki aşamalar olan endodonti (kanal tedavisi) veya diş çekimi önlenmiş olur.

 

Ağızda bulunan bakterilerden oluşan bakteri plağı, şekerli ve unlu yiyeceklerin ağızda kalan artıklarından asit oluşturabilmektedir. Bu asitler, dişlerin mineral dokusunu çözerek dişin minesinin bozulmasına ve sonuçta da diş çürüğünün başlamasına neden olmaktadırlar. Hastaya uygulanacak diş dolgu tipinin seçiminde uygulanacak bölge, bu bölgede etkili olan çiğneme kuvvetleri, hastanın estetik beklentileri ve de madde kaybının miktarı büyük önem taşımaktadır.

Dolgu Çeşitleri

Amalgan dolgular:

Dayanıklılığı ve ekonomik oluşuyla yıllar boyunca en çok tercih edilen dolgu maddesi olmuştur. Günümüzde ise diş hastalarının artan estetik talepleri, amalgamın içerdiği civanın insan sağlığına etkileri konusundaki söylentiler ve de adeziv sistemlerdeki (diş renginde dolgular), gelişmeler bu materyalin yavaş yavaş terk edilmesine neden olmaktadır.

 

Kompozit dolgular:

Özellikle estetiğin ön planda olduğu vakalarda tercih edilen diş renginde restorasyonlardır. Dişle olan bağlantı özelliklerinden dolayı, amalgam dolgularda olduğu gibi tutuculuk sağlamak amacıyla dişten madde kaldırılmasına gerek yoktur; sadece çürüğün kaldırılması yeterlidir.

Diş Taşı Temizliği ve Kök Yüzeyi Düzleştirme

Diş eti hastalıklarının tedavileri arasındaki en yaygın ve koruyucu yöntemdir. Diş taşı temizliğinde tartar ve plak olarak da adlandırılan diş taşları uzaklaştırılır. Plak yapışkan bir maddedir ve büyük çoğunluğu bakterilerden oluşur. Plağın zaman içinde sertleşmesi ile diş taşları oluşur. Plak ve diş taşları diş yüzeyine, özellikle de diş eti sınırının altında bulunan kök yüzeyine tutunurlar. Plak pürüzlü yüzeye tutunma eğiliminde olduğundan kök yüzeylerinin düzleştirilmesi gerekir. Bu işlemde tüm diş taşları temizlenir ve kök yüzeyi üzerindeki düzensizlikler giderilir.

 

Diş Taşı Temizliği Sonrası Yapılması Gerekenler

Tedaviden iki üç gün sonra kaybolacak sıcak-soğuk hassasiyeti ve hafif ağrı olabilir. Ağrının ortadan kaldırılması için ağrı kesiciler kullanılabilir. Diş taşı temizliği ve kök yüzeyi düzleştirmeden sonra özellikle oral hijyenin sağlanmasını zorlaştırılan ağrı olduğunda antiseptik ağız gargaraları kullanılabilir. Aynı zamanda diş fırçalama ve diş ipi kullanımına da devam etmelisiniz. Diş taşı temizliği ve kök yüzeyi düzleştirmeden sonraki ilk gün hafif düzeyde kanama olabilir.

 

Gingivektomi ve Gingivoplasti

Gingivektomi, diş eti dokusunun cerrahi olarak uzaklaştırılması işlemidir. Gingivoplasti ise diş çevresindeki sağlıklı diş eti dokularının şekillendirilmesidir. Bu işlemler diş çevre dokuları ve diş eti hastalıkları konusunda uzmanlaşmış olan periodontistler tarafından gerçekleştirilir. Gingivektomi diş eti hastalığının tedavisi için geliştirilmiş bir tedavidir. Günümüzde aynı zamanda estetik düzenlemeler için de kullanılmaktadır.

 

Diş eti dokusunun uzaklaştırılması için iki neden vardır. Diş ile dişetleri arasında oluşan diş eti ceplerinin bulunması ilk nedendir. Bu alanlarda yemek artıklarının ve bakteri kolonilerinin birikmesi ile temizleme zorluğu ortaya çıkar. Bu cepler sadece diş eti dokusu içeriyor ise gingivektomi ile uzaklaştırılabilirler.

 

Bazı durumlarda diş çevresinde çok fazla miktarda diş eti olabilir. Bu da diş ve diş etinin temiz tutulmasını engelleyen bir durumdur. Aynı zamanda kozmetik bir problemdir. Ciddi vakalarda çiğneme ve konuşmayı etkileyecek boyutta olabilmektedir. Epilepsi ilaçlarında olduğu gibi bazı ilaçlar aşırı diş eti büyümelerine neden olabilmektedir. Bazen açık bir neden olmayabilir.

 

Gingivoplastinin yardımı ile yeniden şekillendirilen dişetleri daha doğal bir görünüme sahip olur. Genetik, hastalık ya da travma nedeni ile şekli bozuk ya da asimetrik diş etleri bu işlem ile düzeltilebilir.

 

Bu işlem aynı zamanda sadece kozmetik gereksinimler nedeni ile de yapılabilir. Gingivoplasti genellikle tek başına uygulanır. Ancak bazı durumlarda gingivektomiden ya da diş eti sınırında diş etine eklenen greft uygulamasından sonra da uygulanabilmektedir.

 

Dişeti Flep Cerrahisi

Diş eti flep cerrahisinde dişetleri dişlerden ayrılarak geçici olarak kıvrılır. Böylece diş hekimi diş kökünü ve diş kemiği görebilir.

Diş eti flep cerrahisinin amacı Diş eti hastalığının (periodontitis) tedavi edilmesidir. Bu işlem orta ya da ileri düzeyde diş eti hastalığı olan kişilere tavsiye edilir. Diş eti enfeksiyonu cerrahi olmayan bir yöntem ile ortadan kaldırılamıyor ise Diş eti flep cerrahisi kullanılır. Diş eti flep cerrahisi, başka bir işlem olan kemik cerrahisi ile birlikte de uygulanabilir.

Genel Anestezi ve Ameliyathane

Diş hekimliğinde, diş hekimi koltuğu korkusu olan hastalar, diş tedavisine duyulan korku nedeniyle çalışılması güç hastalardır. Korku ve endişenin kontrolü hem psikolojik hem de farmakolojik (ilaç) yollarla yapılabilir. Başarılı bir diş tedavisi için iyi bir iletişim kurmak çok önemlidir. Ancak psikolojik yaklaşımların ve temel davranış yönetim tekniklerinin yetersiz kaldığı durumlarda diş tedavilerini yaptırabilmek oldukça zorlaşır. Bu gibi durumlarda sedasyon ve genel anestezi yöntemleriyle diş tedavilerinin yapılmasına olanak sağlanır.

 

Sedasyon, farklı ajanlar ve yöntemler kullanılarak hastanın santral sinir sisteminin (SSS) baskılanması sonucu, çevreyle ilişkisinin ve bilincinin azaltılması işlemidir. Sedasyonda amaç, hastada oluşan strese bağlı psikolojik ve fizyolojik reaksiyonları, bilinç ve koruyucu refleksler ortadan kalkmaksızın en aza indirgemektir.

 

Genel Anestezi Nedir?

Genel anestezi bilinç halinin ilaçlar yardımı ile ortadan kaldırıldığı ve tüm vücudun anestezi etkisinde olduğu anestezi yöntemidir.

 

Sıklıkla genel anestezi ve sedasyon uygulanan hasta gruplarımız

  • 4 yaşından küçük çocuklar. (Bu grup çocukların ikna yolu ile diş tedavileri oldukça güçtür.)
  • Gelişim geriliği olan çocuk veya erişkinler,
  • İleri derecede korkusu olan erişkin hastalar.
  • Genel anestezi gerektiren cerrahi girişimler (kemik grefti, kemik kisti vb)
  • Lokal anestezi ile tek seansta yapılması mümkün olmayan bir çok cerrahi işlemin kısa sürede (2-3 saat) genel anestezi altında yapılmasını isteyen hasta grubu.
  • Zihinsel engelli çocukların diş tedavileri.

Size kaliteli ve titiz bir hizmet sunabilmek için EOT klinik’ in diş hekimliği uzmanlıklarının her biri için profesyonellerden oluşan bir ekibi vardır. Tedavi Planınızın her aşamasında, söz konusu diş uzmanı tarafından kişisel bir takip içinde olursunuz

Kurumsal

BİZE ULAŞIN

Designed by ONUR ACAR